Egzama Hastalığı Nedir?

Egzama Alarmı: Modern Hayatın Deri Üzerindeki Sessiz Tehdidi
Kaşıntı, kızarıklık, tahriş… Her 10 kişiden birinde görülen egzama, yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürüyor. Uzmanlar, bu kronik cilt hastalığına karşı erken teşhis ve bilinçli bakım çağrısı yapıyor.
Türkiye’de Her 10 Kişiden Biri Egzama ile Yaşıyor
Egzama ya da tıbbi adıyla “atopik dermatit”, Türkiye’de milyonlarca insanı etkileyen, çoğu zaman çocuklukta başlayan ve hayat boyu sürebilen bir cilt hastalığı. Özellikle son yıllarda kentleşme, hava kirliliği, yoğun stres ve alerjenlere maruz kalmanın artmasıyla birlikte egzama vakalarında dikkat çekici bir artış yaşanıyor.
Sağlık Bakanlığı’nın 2023 verilerine göre, dermatoloji polikliniklerine yapılan başvuruların %18’i egzama şikayetleriyle ilgili. Bu da hastalığın sadece bireysel değil, toplumsal bir sorun haline geldiğini gösteriyor.
Egzama Nedir? Belirtileri Neler?
Egzama, cildin kuruyup iltihaplanmasıyla seyreden, çoğunlukla kızarıklık, kaşıntı, pullanma, çatlama ve bazen su toplama gibi belirtilerle kendini gösteren kronik bir deri hastalığıdır. Hastalık genellikle:
Yüz, dirsek içleri, diz arkaları ve ellerde ortaya çıkar.
Şiddetli kaşıntı, kişinin yaşam kalitesini ciddi oranda etkiler.
Uyku problemleri, anksiyete ve sosyal izolasyona yol açabilir.
Hastalığın Başlıca Nedenleri Neler?
Egzamanın tam nedeni bilinmemekle birlikte genetik ve çevresel faktörlerin birlikte rol oynadığı düşünülmektedir. Uzmanlar özellikle şu faktörlerin egzama riskini artırdığına dikkat çekiyor:
1. Genetik Yatkınlık: Anne veya babasında egzama, astım ya da alerjik rinit bulunan kişilerde görülme riski daha yüksek.
2. Bağışıklık Sistemi Bozuklukları: Aşırı hassas bağışıklık yanıtı, ciltte inflamasyonu tetikler.
3. Çevresel Tetikleyiciler: Polen, toz, evcil hayvan tüyü, deterjan, sabun ve parfümler.
4. Stres: Psikolojik stres, bağışıklık sistemini etkileyerek atakları artırabilir.
5. İklim: Soğuk, kuru hava egzamanın şiddetini artırırken, sıcak ve nemli hava da tetikleyici olabilir.
Egzama Kimlerde Görülür?
Egzama her yaşta ortaya çıkabilse de, genellikle bebeklik döneminde başlar. Dünya genelinde çocukların yaklaşık %20’si, yetişkinlerin ise %5’inden fazlası egzama ile mücadele etmektedir. Türkiye’de yapılan saha araştırmalarına göre:
Bebeklerde ilk 6 ayda ortaya çıkan egzama, %60 oranında 5 yaşına kadar devam edebiliyor.
Kadınlarda erkeklere oranla biraz daha sık rastlanıyor.
Yoğun kimyasal temasa maruz kalan meslek gruplarında (temizlik işçileri, kuaförler, sağlık çalışanları) daha yaygın görülüyor.
Hastalar Ne Yaşıyor?
Ankara’da yaşayan 34 yaşındaki öğretmen Elif G., egzama nedeniyle yaşadığı zorlukları şöyle anlatıyor:
“Özellikle ellerimde kuruluk ve kaşıntı dayanılmaz hale gelmişti. Parmaklarım çatlıyor, kanıyordu. Ellerimi saklamak zorunda kalıyordum. Sosyal hayatım da etkileniyordu. Uzun bir doktor süreci sonunda tanı kondu ve uygun kremle biraz rahatladım ama tamamen geçmiyor.”
Bu örnek, egzamanın yalnızca bir fiziksel sorun değil, aynı zamanda sosyal ve psikolojik bir sorun olduğunu da gözler önüne seriyor.
Tedavi Süreci Nasıl İşliyor?
Egzamanın kesin bir tedavisi olmasa da hastalık semptomatik olarak kontrol altına alınabiliyor. Dermatoloji Uzmanları, egzama tedavisinde kullanılan yöntemleri şu şekilde özetliyor:
1. Nemlendirici Kremler: Cildin kuruluğunu önlemek için temel adımdır.
2. Topikal Steroidler: Alevlenmelerde kullanılan kortizon içerikli kremler.
3. Antihistaminikler: Kaşıntıyı azaltmak için önerilir.
4. Bağışıklık Düzenleyiciler: Takrolimus gibi kortizonsuz ilaçlar.
5. Fototerapi: Güneş ışığı benzeri UV ışınlarıyla yapılan kontrollü tedavi.
6. Diyet Takibi: Gıda intoleransları varsa alerjenlerden kaçınılmalı.
Beslenme ve Egzama: Arada Nasıl Bir Bağ Var?
Son yıllarda yapılan çalışmalar, bazı gıdaların egzama alevlenmelerine neden olabileceğini ortaya koyuyor. Özellikle süt, yumurta, fındık, buğday ve soya gibi gıdalar bazı kişilerde tetikleyici olabiliyor. Ancak bu durum kişiden kişiye değiştiği için her hastada aynı diyet etkili olmayabiliyor. Bir diyetisyenden destek alınması öneriliyor.
Egzamayla Yaşam: Hastalara Öneriler
Egzama ile yaşamayı kolaylaştırmak için uzmanlar tarafından şu öneriler yapılmaktadır:
Kısa ve ılık duş alın: Sıcak su cildi kurutur. Parfümlü sabun ve deterjanlardan kaçının.
Pamuklu giysiler tercih edin: Yün ve sentetikler cildi tahriş edebilir.
Tırnaklarınızı kısa tutun: Kaşıntı sırasında cilt yaralanmalarını önler.
Stresi yönetin: Meditasyon, yoga veya psikolojik destek faydalıdır.
Bol su tüketin: Cilt sağlığı için nem içeriden de desteklenmelidir.
Psikolojik Boyut: Görünmeyen Yaralar
Egzama, dış görünüşü etkilediği için psikolojik olarak da ciddi etkiler yaratabiliyor. Özellikle ergenlik çağındaki bireylerde özgüven kaybı, depresyon ve anksiyete gibi durumlara yol açabiliyor. Bu nedenle sadece cilt tedavisi değil, gerekirse psikolojik destek de alınması öneriliyor.
Egzama Bir Kader Değil, Yönetilebilir Bir Gerçek
Egzama, erken teşhis ve doğru yaklaşımla kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Toplumun büyük bir kısmı bu sorunla yaşıyor ancak çoğu kişi dermatolojik destek almak yerine kulaktan dolma bilgilerle kendi kendini tedavi etmeye çalışıyor. Uzmanlar, bu durumun hastalığı daha da kronikleştirebileceği uyarısında bulunuyor.
Cilt sağlığına dikkat etmek, sadece estetik değil; yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bir faktör. Bu yüzden egzama belirtileri gösteren bireylerin bir dermatoloğa danışması ve yaşam tarzı değişiklikleriyle hastalığı yönetmeyi öğrenmesi büyük önem taşıyor.